İyiliğe inanmak
“Ben iyiliğe inanmam çünkü iyilik yukarıdan aşağıya doğrudur ve yapılana kötü hissettirir. Ben dayanışmaya inanırım. Dayanışma yataydır, ötekine saygıyı ifade eder ve ondan öğreneceğin şeyler olduğunu hissettirir.” demiş, Eduardo Galeano adlı yazar.
Ama iyiliğe inanmazsa insan, hayattan geriye ne kalır ki?
Hele bir de iyiliğin içinde “kötü” ararsa nasıl yaşar ki?
Mesela ben, en çok iyiliğe inanırım; iyilik yapmayı da severim, bana yapılmasını da…
Üstelik ne iyilik yaparken kendimi “üst” görürüm ne de bana yapanı benden üstün. Ben iyiliğe bakarım, onu yapanın ne düşündüğüne değil. Elbette ki gözüme sokarak iyilik yapanın, yaptığı iyiliği başıma kakanın zaten iyilik yaptığına inanmam çünkü onun hedefi ben değil, etraftır; amacı da iyilik değil, reklamdır.
Halbuki gerçek iyilik: Sıcaktır, samimidir, iyileştiricidir, umut verir, nefes aldırır. En önemlisi de insana insan olduğunu hatırlatır.
İyilik yapmayacaksa, iyiliğin muhatabı olmayacaksa niye vardır ki insan? Öyleyse kim yaparsa ve kimden gelirse gelsin iyilik değerlidir.
Hem bazen güç sahibi birisinin bir güçlüğü gidermesi, imkân sahibi birisinin bir derde deva olması, sırf ilişki dikey diye kötü olabilir mi? Yatay ilişki denen kavram biraz da yapay ve zorlama değil mi, üstelik ana motifi eşitsizlik olan bu hayatta ne kadar mümkün olur ki böyle bir ilişki?
Bazen bir dokunuş, bazen bir tebessüm, bazen bir çift sözdür iyilik: Sırtınızı sıvazlayıp size cesaret veren bir büyüğünüzün, endişeli bir anınızda tebessümüyle sizi rahatlatan amirinizin bu davranışları iyilik değilse nedir? Yani şimdi bu güzel davranışlar, aradaki ilişki dikey diye size kötü mü hissettirecektir? Elbette ki hayır, hatta sizden üst konumdaki birisinin iyiliği, size kendinizi daha değerli bile hissettir. Bir meslek öğrenmek için ustasının gözünün içine bakan çırağa, başarısına onay bekleyen bir öğreniciye söylenecek bir iki güzel sözden daha değerli ne olabilir ki?
Hasılı iyilik, güzelliktir; güzel olana sahip çıkmak gerekir.
İyilik, insanidir; eğrisiyle doğrusuyla sorgulamadan kabul etmek gerekir.
Ve neticede insan, iyidir; kötülük ondan ırak olsa gerektir.