Hakkımda
Dürüstlük ve içtenliği insan olmanın vazgeçilmezi sayan; kibre, gurura, hırsa ve kıskançlığa hiç alışamayan; zengine ve zenginliğe kuşkuyla bakmaktan kendini alıkoyamayan; isteyerek kimseye haksızlık etmemiş olmayı hayatının en büyük kazancı sayan ancak affetmeyi düşünemeyeceği insanların artmasından da endişe duyan sıradan bir fanidir!
Emanetin ehline verildiğine pek rastlamamış, adaletin tecellisine ise hiç tesadüf etmemiştir. Sadece işini dürüst yapanlara saygı duymakta; sözde çok olanın, özde az olduğuna inanmaktadır.
Merhum Çetin Altan’ın “Yüzde bir için…” başlıklı yazısının muhatabı olduğunu kabul etmekte ve yazıdaki yüzde birin nahif bir düş olduğuna inanmaktadır.
Katlanmakta en zorlandığı insanlar, kifayetsiz yöneticilerle vasıfsız şöhretliler arasındadır.
Derin bir hürmet duyacağı hâkimler, hekimler ve akademisyenlerle karşılaşmak en büyük özlemidir.
Eğitim hayatının önemli bir bölümünü, özellikle de meslek okullarında geçirdiği süreyi kayıp olarak değerlendirmekte ve bu okullara ilişkin hafızasında sadece “şiddet”in kalmış olmasından üzüntü duymaktadır.
Türkçeyi titizlikle kullanmayı ise önemli sorumluluklarından birisi saymaktadır.
Ve son olarak uzunca bir süredir resmî, gayriresmî; uzak, yakın kendisine musallat olan irili ufaklı tüm FETÖ mensup ve mecburlarını sukutuhayale uğratmış olmayı, çanlarına ot tıkmayı hayatının en büyük kazanımı olarak görmekte ve çocukluğuna değin uzanan bu sürecin kendisine kattıklarını ölçülemez derecede kıymetli bulmaktadır.